Kadınlarda en sık görülen hormonel bozuklukların başında gelen polikistik over sendromu, genelde uzun aralıklarla veya hiç adet görmeme ile karakterizedir. Tedavi edilmemesi durumunda sivilcelenme, tüylenme ve kısırlık gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Bu yüzden tanı ve teşhis sonrası en kısa zamanda tedavi edilmesi önerilmektedir. Peki kadınlarda yaygın olarak görülen polikistik over sendromu nedir? Belirtileri, nedenler ive tedavisi hakkındaki detaylar nelerdir? İşte merak edenler için detaylar…

Polikistik Over Sendromu Nedir?

Polikistik over sendromu üreme çağına gelmiş olan kadınlarda sıklıkla ortaya çıkan bir hastalıktır. En belirgin ve sık görülen özelliklerinden biri yumurtalıklarda iyi huylu ve küçük kist oluşumudur. Tam olarak sebepleri bilinmese de ana nedeni hormonal bozukluktur. Tıpta PKOS kısaltması ile anılan bu hastalıkta kanda bulunan bazı hormonda artış yaşanır. Androjen adıyla bilinen bu hormon artışı tüylenme, saç dökülmesi, yağlanma ve sivilceleşme gibi sorunlara yol açar. Tedavi edilmediğinde bunlar yanında kısırlık gibi daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.

PKOS şikayetleri olanlarda FSLH/LH test sonuçları yüksek çıkmaktadır. Normal şartlar altında 3 seyreden bu hormon değeri PKOS hastalığından mustarip olanlarda 3’ün üzerine çıkmaktadır. En sık görülen belirti bu olsa da hiç adet görememe veya uzun aralıklarla görme de hastalığın teşhisini sağlayan şikayetler arasındadır. Bunun yanında hastalık üreme dönemindeki kadınlarda görülmektedir. Dolayısıyla kısırlık riski içermemesi adına tedavi edilmesi gerekir.

Polikistik Over Sendromunun Nedenleri

polikistik-over-sendromunun-nedenleri

Polikistik over sendromu neden olur? sorusunun net bir cevabı yoktur. Fakat yapılan araştırmalarda hastalığın nedeni olarak birçok faktör belirlenmiştir. Birçok hastalıkta olduğu gibi PKOS hastalarında da genetik yatkınlık mevcuttur. Özellikle ailenizde kız kardeş veya anneniz de bu sorun varsa sizin de yaşama olasılığınız her zaman daha yüksektir. Fakat bununlar birlikte PKOS’un kalıtımsal olduğuna dair tam bir bilgi yoktur. Yani altta yatan başka bir neden olabilir. Dolayısıyla tam teşhis için birçok faktör ile çok yönlü bir tarama yapılması gerekmektedir.

Regl periyodunun kontrolünü sağlayan hormonlarda yaşanan dengesizlikler PKOS hastalarında testosteron hormonunun olması gerekenden fazla salgılanmasını sağlar. Dolayısıyla bir kadının yumurtalıkların tam olgunlaşması için gereken bütün hormonlar salgılanmaz. Buna bağlı olarak ise hiçbir yumurta yeterince olgunlaşamadığından çatlamaz ve progesteron hormonu salgılanamaz. İşte tüm bu süreç sizin ya hiç adet görmemenize ya da uzun aralıklarla düzensiz görmenize neden olur.

PKOS vakalarında sıklıkla “insülin rezistansı” görülmektedir. Bu pankreas tarafından üretilen ve kandaki glukoz düzeylerini düzenleyen insülin hormonunu ile ilgili bir durumdur. İnsülin rezistansı vakalarında kişinin dokuları insüline dirençlidir. Dolayısıyla çok daha fazla insülin üretilir. Yüksek düzeylerdeki insülin ise maalesef yumurtalıkları olumsuz yönde etkiler. Sonucunda hormonal dengesizlikler yaşarsınız. Bunun yanında insülin fazla olması, androjen üretimini de olumsuz yönde etkiler ve gereğinden fazla üretilir. Sonucunda ise kişi bir kısır döngü içerisine girer.

Polikistik Over Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

polikistik-over-sendromu

Hastalık ilk başlarında genellikle herhangi bir belirti göstermez. İlerleyen süreçlerde ise bazı semptomlar ortaya çıkar, ancak bu durumlar kişiden kişiye değişmektedir. Çoğu kadında görülen ortak polikistik over sendromu belirtileri şu şekildedir:

  • Baş ağrısı
  • Kiloda artış
  • Adet düzensizliği
  • Cilt lekelenmeler veya kararmalar
  • Saç dökülmesi
  • Yüz ve sırtta sivilce oluşumu
  • Depresyon
  • İnsilüne karşı direnç geliştirme
  • Yüzde yağlanma
  • Tüylenme
  • Göğüslerde hassasiyet, küçülme veya büyüme
  • Seste kalınlaşma
  • İltihap oluşumu
  • Kısırlık

Yukarıda listelenen bu belirtilerden en sık ve en yaygın görüleni adet düzensizliğidir. Özellikle 13-19 yaş arasındaki gençler, birkaç kez regli olduktan sonra adet görmemeye başlar. Beraberinde aşırı düzeyde sivilce ve kıllanma ortaya çıkar. Bunun yanında bu rahatsızlık genç kızlarda görüldüğü gibi daha ileriki yaşlarda da kendini gösterebilmektedir.

Polikistik Over Sendromu Kilo Aldırır mı?

Kadınlar yaşamlarının birçok döneminde beslenme ve kilo kontrolünde zorluklar yaşar. Genellikle regl, hamilelik veya emzirme dönemlerinde ve hatta menopozda bile hormonlar değişim gösterdiğinden bu zorluklar daha da artar. Bir de buna bazı sağlık sorunları ilave olduğunda işler iyice karışık bir hal alır. İşte Polikistik Over Sendromu da bu etkenlerden birisidir.

Polikistik over sendromu üreme çağında olan kadınları %5 – 10 oranında etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Hem çevresel hem de genetik faktörlerden meydana gelen bu hastalık, karbonhidrat tüketme eğilimi, insülin direnci ve karın bölgesinde yağlanmaya neden olur. PKOS ile karşılaşan çoğu kişi de bu semptomlar sebebiyle de kilo vermekte ve iştah kontrolünde zorlanma yaşanabildiğinden sizi kilo almaya meyilli kılar. Bunun yanı sıra fazla kilo PKOS hastalığının seyrini etkileyebileceğinden ideal kilo korunmalıdır. Biraz emek ve sabır gerektiren ideal kiloyu korumak veya vücut ağırlığını %5-10 oranında azalmak dahi tüm belirtilerin azalmasına ve yumurtlamanın geri dönmesine yardımcı olabilmektedir.

Polikistik Over Hastaları Ne Yememeli?

polikistik-over-hastalari-ne-yememeli

En yaygın endokrin bozukluklardan biri olan polikistik over sendromu obezite, insülin direnci, Tip 2 diyabet ve kalp hastalıklarıyla yakından ilişkilidir. Bir de buna bu rahatsızlığa insülin direnci sorunu eklendiğinde kilo alımı veya ideal kiloyu koruyamama gibi olumsuzluklar yaşanabilmektedir. O yüzden kadınlarda kilo vermek her ne kadar zor olsa da bu imkânsız değildir. Bu rahatsızlıktan mustarip kadınlar beslenmelerinde bazı değişikler yaparak ideal kilolarını koruyabilmektedir. İşte polikistik over sendromu olan hastaların tüketmemesi gereken besinlerden bazıları şu şekildedir:

  • Özellikle kahve ve çay tüketilmemelidir.
  • Fazla tuz tüketmek ödeme neden olur. Bu nedenle besinlere ekstra tuz ilave etmeyeniz. Bunun yerine yemekleriniz baharatlarla tatlandırabilirsiniz.
  • Meyve suyu, maden suyu ve turşu sınırlı düzeyde tüketilmesi önerilir.
  • Makarna, pilav, beyaz ekmek ve hamur işleri gibi karbonhidrat içeren gıdaların tüketilmemesine dikkat edilmelidir.
  • Bezelye, mısır ve patates gibi nişastalı sebzeler, şekerli tahıl gevrekleri ve patates cipsleri sınırlandırılmalı ve hatta tüketilmemesi tavsiye edilmektedir.

Beslenme düzeninize bu maddeleri baz alarak dikkat edebilirsiniz.

Polikistik Over Sendromu Tedavisi

polikistik-over-sendromu-tedavisi

Polikistik over sendromu tedavisi; kadın hastalıkları ve doğum doktoru ile endokrin uzmanı tarafından kişinin hastalık durumuna ve semptomların belirtisine özgü planlanmaktadır. İlk yapılan fiziki muayeneden sonra üreme sisteminde bir sorunun olup olmadığına bakılmaktadır. Sendromda yapılan kan testindeki hormon bozukluklarının düzeylerine göre adet düzenleyici veya doğum kontrol hapları önerilebilmektedir. Bu hastalık uzun süre tedavi edilmediği ve kontrol altına alınmadığı sürece farklı hastalıklara da yol açabilir. Tedavi süresi boyunca hastalıkla mücadele etmenin dışında ayrıca rahatsızlığa neden olan ikincil problemlerin varlığı olup olmadığına bakılmaktadır. Bu nedenle ikincil sorunlar varsa bunların ortadan kaldırılması için farklı tedavi yöntemleri uygulanır.

Polikistik over sendromu hastalarında yağ ve şeker metabolizmalar gelişir. Bu bozulmalara bağlı olarak obezite, kolesterol yüksekliği ve tip 2 diyabet gibi durumlar ortaya çıkar. Ayrıca vücuttaki androjenlerin gereğinden fazla çoğalması dermatolojik sorunlara neden olur. Tedavi sürecinde bu problemlerin hepsi dikkate alınarak kapsayıcı bir tedavi uygulanmaktadır. Vücuttaki hormon, yağ ve şeker oranların dengelerinin sağlanması için ilaç tedavisi yapılmaktadır. Ayrıca fiziksel ve diyet aktiviteleri ile tedavi sürecini desteklemeniz çok önemlidir. Bazı hastaların yumurtlama fonksiyonları bozulmaktadır. Bu gibi sağlık sorunlarında ise yumurtlama fonksiyonunun yeniden kazanabilmek için kapalı bir cerrahi yöntem olan laparoskopik girişimlerde uygulanabilir.