Bir anda başlayan üveit kalıcı körlüğe sebep olabilir. Bu sebeple ciddi bir hastalık olarak görülür. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde görme kaybının yaşanmasına en çok neden olan hastalıklardan biridir. Bu hastalığa sahip kişilerin tedavisi bazen olumlu yanıt verebilir ve hasta iyileşebilir. Bazen ise kronikleşebilir, iyileştiği durumda bile tekrar nüksedebilir. Pek çok hastalıkta olduğu gibi bunda da erken tanı koyulması ve doğru tedavi uygulanması çok önemlidir. Aksi takdirde hastalıktan kurtulmanın olasılığı azalır.

Üveit Nedir?

İnsan vücudunun en önemli parçalarından biri olan gözde ortaya çıkan bir hastalıktır. Fakat tam olarak ‘Üveit nedir?’ diye merak edenler için aradıkları cevapları detaylı bir şekilde vermeye başlıyoruz. Bu hastalık, gözdeki uvea katmanının bir bölümünün ya da tamamının iltihaplanması olarak bilinmektedir. Enflamatuar bir hastalık olmasının yanında uvea iltihaplanması sonucu gözdeki tüm dokular olumsuz yönde etkilenir. Peki bahsettiğimiz bu uvea nedir?

Uvea gözdeki iris, koroid ve siliyer cisminden meydana gelen devamlı ve fibröz bir tabaka şeklinde tanımlanabilir. İris, göze rengini veren katmandır. Koroid, gözü besleyen, ince kan damarlarıyla etrafı kaplayan ve gözün sınırlarını oluşturan tabakadır. Siliyer cisim ise koroid ve iris tabakalarıyla direkt ilişkidedir. Aynı zamanda lens şeklinin kontrolünde önemli rol oynayan tabakadır.

Üveit Hastalığı Neden Olur? Belirtileri Nelerdir?

Üveit neden olur, belirtileri nelerdir?

Tam anlamıyla ‘Üveit neden olur?’ sorumlu etkenleri nelerdir bilinmez. Yaklaşık olarak %30 ile %40 arasında hastalığın nedenlerinin tespit edilmediği gözlemlenmiştir. Bu tip bir hastalığa ise idiyopatik denir. Bu hastalık virüsler, mantarlar ya da farklı parazitler sonucunda meydana gelebilir. Bazıları ise bedenin herhangi bir yerinde yaşanan hastalığın gözü etkilemesi durumunda ortaya çıkar. Uvea iltihaplanması sebep olan hastalıklara örnek vermek gerekirse; sifiliz, herpes, verem, AIDS şeklinde sıralanabilir.  Bunun yanında otoimmün ya da kolajen dokudan dolayı oluşan hastalıklar da üveit yaşanmasına sebep olabilir. Bu hastalıklar içerisinde behçet hastalığı, romatoid artirit, sarkoidoz gibi hastalıklar bulunur.

Crohn hastalığı ya da ülseratif kolit gibi sindirim sistemi ile ilgili olan bazı hastalıklar da bu durumu tetikleyebilir. Göz yaralanmaları, göz ameliyatları veya göz travması bir diğer nedenleridir. Bunların haricinde lenfoma gibi kanser türleri vücutta metastaz yapar ve gözü etkiler. Etkileme sonucu bu hastalık yaşanabilmektedir. Daha çok vücuttaki başka rahatsızlıklara işaret eden bu hastalık, mutlaka hastanede hekim kontrolü altında tutulması gerekir. Aynı zamanda doktor hastanın tıbbi hikayesini de detaylı bir şekilde dinlemelidir. Üveit belirtileri ise şu şekildedir:

  • Görüşte bulanıklık
  • Gözde kızarıklık
  • Göz ağrısı
  • Gözün durmadan yaşarması
  • Göz kamaşması
  • Işığa karşı hassasiyetin oluşması
  • Görmede azalma hissetme
  • Göz önünde uçuşan siyah noktalar görme

Bu belirtiler bazen aniden ortaya çıkar bazen de çok sonradan kendini belli ettirir. Ani şekilde ortaya çıktığı durumlarda belirtiler de giderek kötü bir hal alabilmektedir. Ayrıca hastalık iki gözde aynı anda başlayabilmektedir. Ya da farklı vakitlerde de bu hastalık iki gözde yaşanabilmektedir.

Üveite Sebep Olan Risk Faktörleri

Bireyin kendisinden önceki nesillerinde bu hastalığa karşı bir yatkınlık varsa onlardan aldığı genlerden kaynaklı üveit yaşama ihtimali çoğalır. Vücudun farklı bölgelerinde yaşanan bazı rahatsızlıklar da gözü etkileyerek bu hastalığı ortaya çıkarabilmektedir. Bir diğer en önemli faktör ise kişinin göz travması yaşamasıdır. Gözde yaralanma gibi olaylar yaşayan bireylerde bu hastalığın görülmesi mümkündür. Üstelik bazen gözdeki yaralanma iyileşse dahi bu hastalık gelişebilmektedir.

Üveit Hastalığı Tehlikeli midir?

Üveit ciddi bir hastalıktır ve bazı durumlarda tedavi edilmezse tehlikeli olabilir. Gözün ciddi hasar almasına ve körlüğün yaşanmasına neden olur. ABD’deki kişilerin yaşadıkları körlüğün %10 sebebi bu hastalıktır. Erken teşhis yapılmış ve doğru tedaviye başlanmışsa hastalığın gidişatı genel olarak iyidir. Ancak katarakt, retina ödemi, glokom gibi ciddi yan etkilere neden olabilmektedir.

Eğer bir birey gözünde ağrı, kızarıklık hissediyorsa aynı zamanda ışığa karşı da aşırı derecede hassasiyeti oluşmuşsa mutlaka bir göz doktoruna görünmelidir. Bu sorunların altından üveit hastalığı çıkabilir. Bu yüzden hastaların sıkı ve iyi izlenmesine dikkat edilmelidir. Çünkü bazı önemli bulgular izleme esnasında kendini belli edebilmektedir.

Üveit Atağı Ne Kadar Sürer?

Üveit atağı ne kadar sürer?

Bu atak kısa (akut) ya da uzun (kronik) bir süre yaşanabilir. En şiddetli halleri ise pek çok kez tekrarlanabilir. Birkaç türü vardır ve bu türler arasında bazılarının teşhis edilmesi çok kolaydır. Bazılarının ise teşhisinde zorluklara rastlanabilir. Gözdeki iltihaplanmanın bulunduğu yere göre 4’e ayrılmaktadır. Bunlar:

  • Ön Uvea İltihaplanması: İltihaplanma irisin ya da siliyer cisminin yakınında gerçekleşir. Yani gözün ön bölgesindedir. Bu türüne iridosiklit de denir. Tedavisi daha kolaydır ve olumlu sonuç alma ihtimali daha yüksektir. Aniden başlamasının yanında belirtileri 8 haftaya kadar sürebilmektedir.
  • Orta Uvea İltihaplanması: Gözün orta tarafında yaşanan uvea şişmesidir. Bu uvea iltihaplanması çeşidinin belirtileri birkaç hafta ile uzun seneler devam edebilmektedir.
  • Arka Uvea İltihaplanması: İltihaplanmanın koroid katmanına yakın bir yerde oluşmasına denir. Tedavisi zordur hatta bazı vakalarda tedavi edilmezse kalıcı körlüğe sebep olabilmektedir. Belirtileri kendini yavaş yavaş gösterebilir ve senelerce sürebilir.
  • Panüveit: Uvea tabakasını oluşturan katmanların hepsinde iltihaplanma görünmesidir.

Kolaylıkla hastalığın teşhisinin konulmasında bile gözün arka kısmında bir iltihaplanma söz konusu ise görme duyusunun ne oranda hasar aldığının tespit edilmesi gerekir. Aynı zamanda yapılan tedavinin ne kadar etkili olduğunun anlaşılması ve tedavinin izlenmesi için göz anjiografi (FFA), ultrasonografi gibi bazı tekniklerde bulunulmalıdır.

Üveit hastalığı tanısında bazen özel göz incelemeleri istenmektedir. Floresein anjiografi ve optik koherens tomografisi bu incelemelere örnek olarak verilebilmektedir. Yaşanan hastalığın özellikleri ve belirtilerine göre doktor hastadan kan ve görüntüleme tetkikleri ile göz sıvısından tetkikler (PCR) isteyebilmektedir. Bu hastalığın teşhis aşamasında farklı uzmanlık alanında olan hekimlerle konsültasyon yapmak da epey önemlidir.

Üveit Kendi Kendine Geçer mi?

Hastalığın aktif bir şekilde ortaya çıktığı alevlenme dönemi yapılan tedavilerle ya da kendiliğinden geçebilmektedir. Ardından hastalık ikinci bir atağa kadar sessiz bir döneme girebilmektedir. Doğru üveit tanısının koyulabilmesi için göz muayenesi gereklidir. Sinsi bir hastalık olduğu için bazı durumlarda hiç belirti göstermemektedir. Sadece muayenede belli olabilmektedir.

Üveit Tedavisi

Kesin bir tedavisi yoktur. Her hastanın klinik tablosu değişkenlik göstermektedir. Aynı hastada alevlenmenin artmasına göre de başka tedaviler uygulanır. Yapılan medikal tedavinin amacı; iltihabın etkisini azaltmak, hastayı sakinleştirmek, görmeyi sağlamak ve görme kaybına neden olacak yan etkileri engellemektir. Steroidler, en yaygın kullanılan ilaç tedavisidir. Bunlar üveit hastasına göz damlası ya da oral tablet olarak verilmektedir.

Bazı durumlarda ağrıyı hafifletmek ve ışığa karşı olan hassasiyeti azaltmak için sikloplejik ajanlar da uygulanır. Hastalığın çok şiddetli yaşandığı zamanlarda bağışıklığı baskılayan ilaçlar (immunsupresanlar) tercih edilmektedir. Hastalığın nedeninin enfeksiyondan kaynaklı olduğu düşünülüyorsa ilgili mikroorganizmaları ortadan kaldırmaya yönelikler ilaçlar kullanılmaktadır.

Üveit Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Üveit tedavi edilmezse ne olur?

Eğer bu hastalığa sahip kişi, doktora başvurmazsa ve sorunun kendiliğinden geçmesini beklerse kötü sonuçlarla karşılaşabilmektedir. Hastalar, bunun aciliyeti bulunan bir hastalık olduğunun farkında olmalıdır. Çünkü uvea iltihaplanması gerektiği anda tedavi edilmezse kalıcı olarak görme kaybına yol açmaktadır. Bu nedenle erken tanı bu hastalıkta büyük öneme sahiptir. Tedavinin başlangıcı ilaçlar ile yapılmaktadır. Ayrıca tedavi süresi zarfında altta yatan diğer hastalıklar da incelenmektedir. Farklı bulgulara göre tedavi süreci yönetilmektedir.

İltihabın gözdeki oluştuğu alana göre ciddiyeti değişir. Bu durumda semptomlarda da değişiklikler gözlenmektedir. Örneğin uvea iltihaplanması koroid katmanında yaşanırsa genellikle bulanık görme ve görmede azalma gibi semptomlar yaşanır. Hastalık, gözdeki sinirleri etkilemeye başlamışsa görmede ani bir azalma olabilmektedir. Böyle bir durumda tedaviye asla geç kalınmamalıdır. Eğer tedaviye geç kalınırsa görmede oluşan ani azalma gittikçe körlüğe sebep olabilmektedir. Daha kötüsü kalıcı körlüğe kadar ilerleyebilmektedir.

Tedaviye ya da hastalığın teşhis edilmesine geç kalındığı durumda göz bebeğinde şekil tuhaflıkları da oluşur. Aynı zamanda katarakt, göz tansiyonunun yükselmesi gibi kalıcı komplikasyonlar bireyin hayatını doğrudan negatif etkiler. Bu yüzden uvea iltihaplanması belirtilerine sahip olan kişinin ilk yapması gereken hemen uzman bir göz doktoruna muayeneye gitmesidir. Uzman doktor muayene içerisinde hastadan göz ve diğer hastalıklarının detaylı bir şekilde bilgilerini istemelidir. Ayrıca detaylı bir göz muayenesi de uygulamalıdır. Bunu kesinlikle ihmal etmemelidir. Hasta, kendi kafasına göre ilaç kullanmamalıdır. Ayrıca belirtilerin de kendi kendine yok olacağını düşünmemelidir. Eğer üveit hastalığında ilk muayene için geç kalınırsa yukarıda bahsettiğimiz kalıcı hasarlar meydana gelebilmektedir.